Gökçek ŞifaSize Telefonunuz Kadar YakınızÜcretsiz Google Play'de
İNDİRX
Ev / Sağlık Haberleri / Bronzlaşmak DNA’mızı bozuyor

Bronzlaşmak DNA’mızı bozuyor

Bronz bir teni herkes sever ancak bronzlaşmanın bedeli ağır olabilir! Yoğun güneş ışınlarına maruz kalmak, vücutta DNA hasarına yol açar.

Pek çok kadın için bronz bir tene sahip olmak, vazgeçilmez bir tutkudur. Ancak bronzluğun bedeli ağır olabilir. Sağlıklı bronzlaşmanın mümkün olmadığını söyleyen Medical Park Bahçelievler Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Gökhan Okan uyarıyor: “Bronzlaşmak, DNA hasarının bir göstergesidir. Bilinçsiz güneşlenmenin bedeli ağır olabilir. Katarakttan alerjilere, erken yaşlanmadan yanıklara en önemlisi cilt kanserine davetiye çıkarır.” İşte bronzlaşmayla ilgili bilmeniz gerekenler…

Bronzlaşma; doğal ya da suni kaynaklarla yoğun UV ışınlarına maruz kalınması sonucu, deri renginin koyulaşmasıdır. Bronzlaşma sonrası, deri renginde koyulaşmanın yanında çiller, lekeler, benler, kılcal damar genişlemeleri ve cilt kanserleri gibi istenmeyen etkilere zemin hazırlanır.

Melanosit dediğimiz hücreler, cildimize renk veren melanin maddesinin salgılanmasından sorumludur. Melanin maddesinin görevi, cildimizi güneşin zararları etkisinden korumaktır. Çok yoğun güneşe maruz kalındığında, vücut buna koruyucu tepki olarak melanin üretimini hızlandırır. Bu da bronzlaşmanın sebebidir.

Açık tenli kişilerde yoğun güneşe maruz kalınması sonrası ciltte kızarıklık sık görülmekte, bronzlaşma ise son derece nadir olmaktadır. Koyu ten yapısına sahip kişiler ise güneşe çıktıklarında kızarmaz, direkt bronzlaşırlar.

SOLARYUMUN DA FARKI YOK
Deri renginin koyulaşması, hücrelerde mevcut olan melaninin salınımının artışı ya da yeni melanin salgılanması ile gerçekleşir. Bronzlaşma aniden olabileceği gibi geç de başlayabilir. Erken bronzlaşma, koyu tenli kişilerde daha belirgindir; UVA ışınına cevap olarak hızla oluşur ve kısa sürede söner.

Geç bronzlaşma; UVB ve UVA ışınlarına temastan 48-72 saat sonra başlar. Yeni pigment oluşumu başlar; pigmentasyon kalıcıdır, haftalarca sürer, kalıcı derin bir bronzluğu olur.

Solaryum cihazı, suni kaynaklarla cildin bronzlaşmasını sağlar. UVA ışınları ile bu etkiyi yaratır. Güneş ışınlarının neden olduğu tüm olumsuz etkiler solaryum için de geçerlidir.

UVA ve UVB ışınlarının cilde bronzluk kazandırma yanında çok sayıda olumsuz etkileri bulunmaktadır. UVA ışınları cilt kanserlerinde en tehlikelisi olan malign melanom oluşmasında önemli bir etmendir. UVB ışınlarının erken deri yaşlanması, cilt kanseri ve benlerde değişikliğe neden olma gibi ciddi riskleri vardır.

Bronzluk, tavsiye edilecek bir durum değildir. Sağlıklı bronzluk diye bir kavram söz konusu değildir. Özellikle ergenlik çağındaki gençlere, güneşin uzun dönemdeki yan etkileri hakkında bilgi verilmelidir. Bronzlaşmak, DNA hasarının bir göstergesidir. Bir kez bronzlaştıysanız, DNA’nız hasarlı olur. Hiçbir şekilde sağlıklı bronzlaşmak mümkün değildir.

BEDELİ AĞIR OLABİLİR

GÜNEŞ YANIKLARI: Kısa sürede yoğun güneşe maruz kalma sonrasında gerçekleşir. Kızarıklık, su toplaması, ateş yüksekliği, titreme, bulantı, kusma görülür. Tedavisinde hastanın serin yerde tutulması, ıslak pansumanlar, steroid içeren ilaçlardan faydalanılır. Ağrı kesiciler ağrıyı baskılar.

BRONZLAŞMA: Uzun dönemde yoğun güneşe maruz kalma sonrasında gelişir. Vücudun verdiği bir savunma mekanizmasıdır. Cilt renk hücreleri, korunma amacıyla renk üretir.

ERKEN YAŞLANMA: Uzun süreli güneşe maruziyet; ciltte derin çizgilenme, damarlarda genişleme ve kahverengi lekelenme görüntüsüne neden olur. Damarların genişlemesine, pigment hücrelerinin düzensiz çalışmasına, kolajen üretiminde azalmaya neden olur.

CİLT KANSERLERİ: Güneşin vücudumuza vermiş olduğu zararların en tehlikelisidir. Cilt kanserine neden olan en önemli faktör güneş ışınları olduğundan; güneş ışınlarından kaçınmak en önemli korunma yöntemidir. Tüm dünyada sıklığı giderek artmaktadır. İç organlarına da yayılma özelliği vardır. Erken teşhis edilip kısa sürede tedavi edilmeleri hayati açıdan büyük önem taşır.

KATARAKT: Güneş ışınları katarakt oluşumuna zemin hazırlamaktadır.

ALERJİK REAKSİYONLAR: UV ışınları bazı kişilerde kaşıntı, kızarıklık, sulanma ile kendini belli eden alerjik reaksiyonlara neden olur. Ayrıca kullanılan kozmetikler, parfümler ve bazı ilaçlarda güneşe karşı hassasiyet yaratabilir.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ BASKILAMASI: Deride bulunan bağışıklık sistemi hücreleri, UV ışınlarına maruz kalma sonrasında baskılanır. Herpes (uçuk), suçiçeği gibi enfeksiyon hastalıklarının ortaya çıkışını kolaylaştırır. Lupus porfiri gibi bazı rahatsızlıklar güneş ışınlarının etkisiyle aktifleşir.

15 DAKİKA YETERLİ

Açık ve buğday tenlilere, özellikle ilk gün sadece 15 dakika güneşlenilmesi, zaman içinde bu sürenin 1.5 saate uzatılması öneriliyor. Esmer tenlilerin ise güneş altında 15 dakika kalmaları yeterli.
Güneşin yol açtığı hasarlar, en çok açık tenli kişilerde ortaya çıkıyor. Esmer tenlilerde cilt kanseri gibi hastalıkların gelişme riski, açık ve buğday tenlilere oranla daha az. Ancak bu, esmer tenlilerin güneşte daha fazla kalabileceği anlamına gelmiyor. Tüm cilt tiplerinin mutlaka güneşten korunmaları gerekiyor.

BENLERDEKİ DEĞİŞİMİ DOKTORA SORUN

Cilt kanserleri şu anda dünyada en hızlı ilerleyen kanser çeşididir. Erken teşhis edilmediğinde ölümle sonuçlanmaktadır. Cilt kanserlerini erken teşhis etmenin en önemli yolu, vücuttaki benleri sıkı takibe almaktır. Mevcut benin rengindeki değişiklik, kanama, acıma, sulantı ve büyüme durumu olduğunda; bireyler hemen dermatoloğa başvurmalı, benlerini kontrol ettirmelidirler.

Benlerin çoğu ilk 20 yıl içinde gelişir. Bazıları ise daha ileri yaşlarda ortaya çıkar. Benler arasında displastik ya da atipik dediğimiz benler risk taşımaktadır. Bu benler, genellikle düzensiz görünümlü, çift renkli ve klasik benlere göre daha büyüktür. Bu tip benlerin düzenli takip edilmeleri gerekir. Takipte dermatolojik muayene yanında dermatoskopi cihazından da yararlanılır.

Benlerin riskli olduğuna muayene ve dermatoskopik muayene sonrasında karar verildikten sonra o benler çıkartılır ve patolojik incelemeye gönderilir.

KİMLER RİSK ALTINDA?
Vücudunda 50’den fazla ben olanlar
Geçirilmiş deri kanseri öyküsü bulunanlar
Ailesinde cilt kanseri geçirmiş olanlar
Bronzlaşmadan sadece kızama eğiliminde olan cilt tipleri
Çocukluk çağında ciddi güneş yanığı geçirenler
Açık cilt rengine sahip olanlar

Dikkatinizi çekebilir

“VİRÜSÜN PANZEHİRLERİ”

Bitki özlerinden elde edilerek uygulanan fitoterapi tedavisinin, virüse karşı etkili olduğunu söyleyen uzmanlar, “Fitoterapi son ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.