Gökçek ŞifaSize Telefonunuz Kadar YakınızÜcretsiz Google Play'de
İNDİRX

Aft

Aft, ağız içerisinde özellikle  dudak mukozasında, dil üzerinde ve yumuşak damakta, diş eti üzerinde görülen, sarı ya da kırmızı halde oluşan minik kabarcıklardır. Ağrılı olan bu lezyonlar, yeme ve içmeyi de engeller. Bulaşıcı bir hastalık değildir. Bakteri ya da virüsten  kaynaklanmayan daha çok bayanlarda görülmektedir. Nedeni tam olarak belirlenmiş değildir. Oluşumunu  hızlandıran birtakım faktörler, belirtiler vardır. Bunların başında stres gelir. Migren, gastrit gibi  birçok hastalığın nedeni gösterilen stres, aft oluşumunun da en önemli nedenidir. Yiyeceklerin de aft oluşumunda olumsuz etkileri mümkündür. Sirke, turşu cipsler, tuzlu ve baharatlı, çok ekşi ve acı  yiyecekler ve turunçgiller ağız mukozasında aft oluşumunu hızlandırabilir. Behçet hastalığı ya da AIDS gibi, bağışıklık sistemini ilgilendiren hastalıklarda da  aft tekrarlanabilir. Özellikle Behçet hastalığı, Kendini belli ettiği için hemen araştırılmalıdır. Çünkü aft oluşumunun bağışıklık sistemi sorunlarıyla bağlantısı vardır. Genetik faktörler, bazı kan hastalıkları ve bağışıklık sistemi hastalıkları da afta sebep olabilir. Ayrıca diş macunlarındaki kimyasallar ve uçuk virüsü, Oluşumunu artıran bir diğer nedendir. B12 vitamini, folik asit, çinko  ve demir eksikliği, bağırsak hastalıkları, beslenme eksiklikleri, kansızlık  olan hastalarda da görülme  olasılığı yüksektir. Sert diş fırçaları kullanmak, dilin ısırılması da aftı başlatabilir. Sigarayı da aniden bırakan kişilerde  aft  görülebilir. Bazı araştırmalara göre, C vitamini içeren besinler ve romatizma ilaçları  da afta yol açar.

Tedavisinde aftların oluşmasını engellemek için birtakım yollara başvurmak gerekir. Çünkü kesin bir tedavisi yoktur, fakat altta yatan nedenler araştırılmalıdır. Hiçbir tedavi uygulanmasa bile, 1 hafta içinde kendiliğinden  aftlar geçmektedir. Ancak aftın iyileşme süresini kısaltmak ve ağrıyı azaltmak için, ağız hijyenine özen göstermek gerekir. Yumuşak diş fırçaları kullanılarak, ağız temizliği, diş  temizliğine önem verilmelidir. Hatta dil temizliği de yapılmalıdır. Stresten korunmaya  çalışmak, sıcak, asidik ve sert  gıdalardan kaçınmak, ağız içi bazı ilaçlar kullanmak, tuzlu suyla günde 3 kez  gargara yapmak, ya da eczanelerde satılan ağrı kesici özelliği olan gargara uygulamak  gerekir. Elbette,  bu gargaranın doktor gözetiminde uygulanması gerekmektedir.

Dikkatinizi çekebilir

“VİRÜSÜN PANZEHİRLERİ”

Bitki özlerinden elde edilerek uygulanan fitoterapi tedavisinin, virüse karşı etkili olduğunu söyleyen uzmanlar, “Fitoterapi son ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.